Güvenlik Politikası mı dediniz?
- Admin
- 14 Eki 2014
- 2 dakikada okunur
Ulusal çıkarların gerektirdiği güvenlik politikalarını hükümet, ona bağlı anlı şanlı kurumlar ve yetkili makamlar uygulamaz! O ülkenin aydınları eleştirmez, vatandaşları “bana ne der!” ise güvenlik nasıl sağlanır? Herhalde sağlanamaz! Şu an ülkemizin içinde bulunduğu durum da zaten bunu gösteriyor.
Ne olduysa bir anda, IŞİD’a karşı koalisyon oluşturan batı ülkeleri koro halinde Türkiye’ye seslenmeye ve Türkiye’nin IŞİD’ın Ayn el-Arap(Kobani) şehrindeki operasyonuna karşı müdahalede bulunması yönünde çağrı yapmaya başladılar. Hükümet “Esad’ı devirmeden olmaz!” Muhalefet “Haydi hemen bir tezkere çıkarıp IŞİD’ı yok edelim!” derken, bir anda ülkemizin iç güvenliği ciddi ölçüde bozuldu. 7 Eylül’de başlayan olaylar günlerdir devam ediyor. Şu ana kadar 38 vatandaşımız hayatını kaybetti, yüzlerce insan yaralandı. Binlerce işyeri, kamu binası hasar gördü.
Ortalık kaynıyor, neredeyse iç savaş çıkacak, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ülkemizin güvenliği için Suriye’de yönetim değişikliğinin şart olduğunu ve Başer Esad’ın gitmesi gerektiğini söylüyor. Kendi ülkesinde huzur ve güveni sağlamaktan aciz bir yönetim, başka bir ülkenin iç işlerine karışıp, Türkiye’nin iç güvenliği ile Suriye’nin iç güvenliğini birbirine bağımlı hale getirmeye çalışıyor… Büyük önder Atatürk’ün “Yurtta barış cihanda barış” sözünü bunlar sanki “Komşuda savaş yurtta savaş” olarak anlayıp, uyguluyorlar. Alınan tedbirler ve hükümetin açıklamalarına bakılırsa; sanki bu ülkenin güvenlik politikası, çevre ülkelerdeki kargaşa ve gelişmelerden yararlanarak var olan ülke güvenliğini bozmak! Hazin mi hazin bir durum…
Bu olup bitenlerin sorumlusu olayları çıkartanlar diyebilirsiniz. Peki, bu olayların çıkabileceğini öngöremeyen ve ellerindeki her türlü istihbarat imkânlarına rağmen gerekli tedbirleri almayanlara ne diyeceğiz? HDP adlı bir parti yandaşlarını ayaklanmaya çağırıyor. Hapiste bulunan bir katil kuklası; önce bu çağrıları destekliyor, amaca ulaşıldıktan sonra olay çıkartmayın, süreç devam etsin mealinde, hapishanede nasıl tedarik ettiyse, cep telefonundan mesajlar gönderiyor. Yasaları hapistekiler ihlal ediyor; cumhuriyet savcılarından ses yok. Adalet bakanı istifa etmiyor! Yasaları mecliste grubu bulanan bir parti ihlal ediyor; meclisten ses yok! Komşu ülkelerin içişlerine karışıyoruz; Dışişleri bakanı suskun! İnsanların can güvenliği kalmamış. Yasaları hükümet ihlal ediyor. Ses yok!!! Açıkça anayasa ihlal ediliyor. Kimse sorumlu makamlardakilerin görevlerini layıkıyla yerine getirip getirmediğini sorgulamıyor. Bir kere oyları alıp seçildiler ya, artık gelecek seçimlere kadar ne yaparlarsa yapsınlar, onlara hukuk işlemez, yanlışları doğru, yalanları gerçek, sorumlulukları yokmuş gibi göstermek için okyanuslar kadar geniş cehaletleriyle konuşurlar ve de konuşurlar…
Görünen o ki, dünya liderimiz ne derse Türkiye’nin güvenlik politikası o olur. İşlerse işler! İşlemezse işte sokaklarda gördüğümüz olaylar olur. Kısacası olan oy veren-vermeyen millete olur.
Tamer Şahin
Comentários