Garp Ocakları
- Tamer Şahin
- 7 May 2019
- 2 dakikada okunur

Yılmaz Dalkanat’ın kaleme aldığı “Osmanlı İmparatorluğu Garp Ocakları ile ABD Arasındaki Deniz Anlaşmaları” isimli kitabı okuyunca şu sözü hatırladım: Hakikat iki kişiye muhtaçtır: Biri onu dillendiren, diğeri onu anlayan.[1] Kaleminize sağlık hocam, Altı yüz yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğunun son yüzyılında, yeni doğan bir devlet, Amerika Birleşik Devletleri ile olan ilişkilerini gün yüzüne çıkartarak müthiş bir iş yapmışsınız!
Akademide bir dönem birlikte derslere girme onurunu taşıdığım çok kıymetli hocam Yılmaz Dalkanat, eserlerine bir yenisini daha eklemiş. Başvuru kitabı diye almıştım; elimden bırakamadan bir solukta okudum.

Tarihe meraklı olanlar; geçmişte olup bitenleri, her gece ekranlara çıkartılan medyatik tarihçilerin anlattığı masallar yerine, gerçek belgelerden tarafsız değerlendirmelerle öğrenmek isteyenler; devlet nedir, nasıl anlaşmalar yapar görmek istiyor musunuz? Buyurun bu eser sizler için.
Bu vesileyle, yıllar önce resmi bir gezi maksadıyla heyet halinde Madrid Deniz Müzesini gezerken yaşadığım bir anekdotu paylaşmak istiyorum.
Madrid Deniz Müzesinin bir salonunda sergilenen ve İspanyolların dünya denizlerine hâkim olma sürecini gösteren bir haritanın karşısında bizlere bilgi veren Müze Müdürü emekli İspanyol Amiral:
“İspanyollar Trafalgar Deniz Savaşına(21 Ekim 1805) kadar Akdeniz’in tek hâkimiydiler” sözünü söyleyince, kendisine şu soruyu sormuştum:
“Sayın Amiral, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı John Adams, 4 Kasım 1796 yılında, yüklü miktarda vergi karşılığında, Akdeniz’de ABD harp gemisi bulundurmak ve esir tutulan askerlerinin serbest bırakılması için Tripoli Antlaşmasını, Akdeniz’in hâkimi hangi ülkenin bir amirali ile imzalamak durumunda kalmıştır?’’
İspanyol Amiral durakladı, gözleriyle heyet üyelerini izledi ve Akdeniz’de deniz hâkimiyetinin 18. Yy ortalarına kadar Osmanlıda, daha sonra da İngilizlerde olduğu gerçeğini bildiğini ifade ederek, tarihi çarpıtacak şekilde konuştuğu için özür diledi.
İspanyol Amiralin özür dilemesinin ardında yatan gerçeği, yabancıların bilip de çarpıttığı, bizim tarihçilerimizin muhtelif gerekçelerle yeterince dillendirmediği, Akdeniz’i Osmanlı Gölü yapan bir imparatorluğun son dönemindeki bazı olayları anlatan bu kitap bence çok önemli bir eksikliği gideriyor. Okumanızı ve kütüphanenizde bulundurmanızı tavsiye ederim. Sağlıcakla kalın.
[1] Halil Cibran, Aforizmalar
Comments