top of page

Değişen Dilimiz

Değişen Dilimiz

Değişim kaçınılmaz diyorlar ya, vallahi de billahi de doğru. Siyasetçilerin söylemleri ve kullandıkları dil hariç, ne yana baksam, dönsem, görsem, duysam her şey her gün değişiyor! Din, ahlak, değer yargıları, etik değerler, iyi-kötü, güzel-çirkin, beğendiklerimiz-beğenmediklerimiz, sanat, moda, aşk-meşk, yediklerimiz-içtiklerimiz, bindiğimiz araçlar, gezdiğimiz yerler, insanlar, çevre, şehirler aklınıza gelen hemen her şey dünden farklı oluyor! Konuştuğumuz dilimiz de bu değişimlerden nasibini alıyor. Mesela bu değişimin dilimize kazandırdığı ‘atıyorum’ ve ‘tık’, iki sihirli kelime, her bir şeyi anlatmaya yetiyor!

Şimdi ‘atıyorum,’ günümüzde en yaygın ölçü birimi nedir? diye sorsam. Çoğu insan metre, kilo, litre, derece, saniye, saat, gün gibi şeyler söyler.

Oysa ölçü birimi deyince benim aklıma her derde deva ‘tık’ geliyor. Tık mı? O da nedir? Dalga mı geçiyorsun demeden önce etrafınızda konuşulanlara bir kulak kabartın lütfen!

-Bir ‘tık’ mesafenizdeyiz.

-Bir ‘tık’ zayıflasan pantolon tam üzerine olacak.

-Resmi bir ‘tık’ büyütelim lütfen!

-Bir ‘tık’ soluk çıkmışsın.

-Bir ‘tık’ geride kaldı.

Bakın bakalım bundan güzel, her bir şeyi ölçen biçen başka bir ölçü birimi var mı?

Görüyorsunuz dilimizin canı çıkartılmış, geriye her derde deva ‘atıyorum’ ve “tık " kalmış! Merak ettim bu kelimelerin anlamları nedir diye, açıp baktım Türk Dil Kurumu sözlüğüne. Atmak kelimesinin otuz dört ayrı anlamı var dostlar. Bunlardan benim bulabildiğim ‘atıyorum’ kelimesine en yakını: “Bilmeden kestirerek söylemek,” bir diğeri “Yalan veya abartmalı söz söylemek.” Ancak ‘atıyorum’ derken niyetiniz; mesela, misal, örnek veriyorum, söz gelişi, söz gelimi ise maalesef böyle bir anlam belirtilmemiş sözlükte!... Koca koca siyasetçiler, profesörler, televizyon programcıları, akil konuşmacılar ve de onları örnek alan insanlar, konuşurken neredeyse her cümlenin başında ‘atıyorum’ dediklerinde, niyetleri laflarının devamında yalan söylemek olamayacağına göre, bir eksiklik olmalı şu koca Türk Dil Kurumu sözlüğünde(!...)

‘Tık’a gelince sözlükte ‘tık’ kelimesi; “İnce ve küçük bir nesne ile sert bir yere vurulduğunda çıkan ses” olarak tanımlamış.

‘Tık’ı dil bilimi bakımından inceleyince isim mi, sıfat mı, zarf mı? Ne olduğu belli değil! Olsun boş verin! İki kilo yerine “iki tık” deyin herkes ağırlık ölçüsünden bahsettiğinizi anlar! Bir tık uzakta deyin mesela, kimse kardeşim kaç metre, kaç kilometre diye sormaz, bir tık mesafede olduğunu anlar! Siz anlamıyorsanız benim yapabileceğim bir şey yok. Tek söyleyeceğim hemen ‘tık’ nedir gidip öğrenin! Unutmayın hayatımızda neredeyse her şey sanal lakin bu ‘tık’ gerçek. Sözlüklerde olmasa da her yere uyuyor, her bir şeye karışıyor. ‘Tık’ deyip geçmeyin, bazen yuva bile yıkıyor.

Dünyanın en yaygın iletişim programlarından ‘Whatsapp’ geçenlerde gönderilen mesajların karşı tarafça okunup okunmadığının anlaşılmasını sağlayan “Mavi Tık” özelliği çıkardı ya, bu “Mavi Tık” yüzünden özel hayatımızın çivisi de yerinden oynadı. Benim gibi aklı kıt olup, yerine akıllı telefon kullananlar ne demek istediğimi bilir. Gelen mesajı okuyunca ‘tık’ alıyorsun bir dert, okumayıp ‘tık’ almayınca ayrı bir dert. ‘Atıyorum,’ “Mesajımı gördün niye cevap vermedin? Ya da kim bilir neler yapıyorsun mesajlarıma bile bakmıyorsun!” diye çoktan başladı sızlanmalar, yakınmalar…

Elindeki telefon madem akıllı, canın istese de istemese de bağımlısın kardeşim bu ‘tık’lara! Bu yüzden şimdi moda, sanal ortamda tweeter, facebook, instagram gibi uygulamalarda. Ne kadar kolay değil mi beğen ve paylaş’la oturduğun yerden dünyayı değiştirmek tek ‘tık’la… ‘Tık’ her şeyin ölçüsü dedik ya, bazıları ne söylese ardından hemen ‘tık’ metreler çalışmaya başlıyor. Mesela ‘tık’ rekoru kıran politikacılar var. Bilirsiniz bazı ‘tık’ metreler sevgiyi, bazıları da tersini ölçüyor! İnanmıyorsan git bak ‘change.org’lara.

Bu ‘tık’ işini sakın yabana atıp dudak bükmeyin, insana hem şöhret hem de para kazandırıyor! Yüz bin ‘tık’ alın şirketler başlar sizi takip etmeye, milyon ‘tık’ aldınız mı zaten milyoner oldunuz demektir. Her ne yaparsanız yapın fark etmez. İster şarkı söyleyin, ister kitap yazın, ister kadeh kaldırıp tabağınızdaki nevaleyi, ister Havva Anamız gibi soyunup endamınızı paylaşın. İsterseniz küfredin veya söylev çekin; ‘atıyorum’ kiminin ak dediğine siz kara deyin ama neme lazım Reis’in dediğine de dikkat edin(!)

Bir dilimiz kalmıştı özgürce derdimizi anlatmaya onu da ‘tık’ ile kısıyorlar. Ne dersiniz, bundan sonra ne kadar tıklasak dönebilir miyiz sizce ‘fabrika ayarlarımıza?...’

Okuyucuya Not: Bu ‘tık’ sisteminde madem her şey mubah; işte size ufak bir rica. Bilirsiniz gazetenin de tık metresi tıkır tıkır çalışıyor. Eğer yazıyı beğendiyseniz lütfen ‘beğen’ kutusunu tıklamadan da geçmeyin!

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page