Hangisi daha değerli? Kömür mü insan hayatı mı?
- Admin
- 22 May 2014
- 2 dakikada okunur

Soma’da 13 Mayıs 2014 günü meydana gelen faciadan sonra Başbakan kazalar ve ölümler madencinin fıtratında vardır diyerek 19 ncu yüzyıldan örnekler vermişti. Ben fıtrat kelimesinin anlamını bilmediğim için sözlüklere baktım. Sonra verdiği örnekleri inceleyince başbakan haklı dedim(!)
Başbakanın aklı, fikri, kültürü, sezgileri, duyguları, değer yargıları, muhtemelen bilgi seviyesi Osmanlı döneminden kalma olduğu için böyle konuşması normal! Çünkü o dönemde insan hayatı kömürden değersizdi. İnsanlar padişahın kulları olduğu için her şey onun iki dudağı arasındaydı. O dönemde de kömür ocaklarında kaza olduğunda Padişah, hatanın madende çalışan işçilerde olduğunu ve çalışmaya devam edilmesini ferman buyururdu.
Tarihe meraklı olanlar okumuşlardır. Osmanlı’da Taşkömürü 1829 yılında bulunup yabancılar ve kumpanyalar tarafından işletilmeye başlandı. Zonguldak havzaları da 1865-1908 yılları arasında Bahriye Nezareti tarafından işletilmiştir. Kömür Osmanlı bahriyesi için çok önemliydi. Kömür yoksa gemiler harp edemezdi. Ben de başbakanın takılı kaldığı dönemden bahriyeden bir örnek vereyim.
13 Aralık 1914 günü İngiliz B 11 denizaltısı tarafından demirli bulunduğu yerde batırılan ve 10 subay, 24 erbaşın şehit olduğu Mesudiye zırhlısı faciasını hatırlarsınız. Askerliğin fıtratında ölüm vardır diyerek, Çanakkale Kepez Burnu civarında sabit batarya olarak demirletilen Mesudiye gemisinin ve içindeki mürettebatının hayatlarının bu emri verenler nezdinde hiçbir kıymeti yoktu. Ancak bu gemide geminin kendisinden ve mürettebatından daha kıymetli olan bir şey vardı. O da geminin ambarlarındaki Kardif cinsi kömürler. Bu kömürler gemiden alındı. Gemi ve mürettebat ise ölüme terk edildi. Kömürler boğazın serin sularına gömülmekten kurtuldu.
Soma kömür ocaklarındaki çağdışı çalışma koşullarının, yasal mevzuata rağmen gereken güvenlik koşullarının sağlanmamasının, devletin kömür ocaklarını işleten şirketi ciddi bir denetlemeye tabi tutmamasının, yüksek kar hedefiyle gerekli eğitim, teçhizat ve yatırım için kaynak ayrılmamasının, 301 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu faciaya neden olduğu belli. Soma maden işçilerinin 2014 yılındaki çalışma koşulları, Dilaver Paşa’nın 1867 tarihinde yayınladığı Ereğli Kömür Madeni Hümayunu Nizamnamesinden[1] bile geride olduğu anlaşılmaktadır.
Bu elim facia nedeniyle arşivimden çıkarıp bir kez daha okuduğum, (E)Tümgeneral Cevat Ülkekul tarafından hazırlanan “TAŞ KÖMÜRÜ HAVZASINDA (İŞLETMELERİNDE) BAHRİYE NEZARETİ YÖNETİMİ (1865-1908) VE DİLAVER PAŞA NİZAMNAMESİ” isimli çalışmayı bilgilerinize sunmak/hatırlatmak istedim.
Kömür ocaklarında hayatını kaybeden madencilere Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabırlar dilerim. Saygı ve sevgilerimle
Tamer Şahin
[1] “Türkiye’de işçi sağlığını koruma ve çalışma koşullarını düzenleme konusunda ilk girişim, 1867’de Maden-i Hümayun Nazırı Dilaver Paşa’nın hazırladığı Ereğli Kömür Madeni Hümayunu Nizamnamesidir.” Kaynak: Meydan Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi
Comments